Kanaatimce...

Anasayfa Fıkralar Öyküler Güzel Sözler
Edibe Kahya Aydın 

Abone Ne Demek ?

Edibe (KÂHYA) AYDIN

Emekli Öğretmen

 

11.08.2019

 

Yıl 1959 Şehit Nusret ilkokulu üçüncü sınıftayım. O zamanlar eğitimde eşitlik ilkesinin tam uygulandığı günlerdi. Parası olan da olmayan da devlet okuluna gider, sosyal statüsü ne olursa olsun, çocuklar yanyana otururdu. Benim babam ilkokul mezunuydu. Yanımda il sağlık müdürü olan bir doktorun kızı oturuyordu. Tahta çantalarımızın içine kitaplarımızı kalemlerimizi koyar, silgilerimizi ortasından bir delik açarak iple boynumuza asardık. Üstümüze markalı tişörtler, markalı ayakkabılar giyip , kimseye hava atmazdık.

Bir okul çıkışı arkadaşım ADVİYE :

( soyadını hatırlayamadım)

- Edibe , ben gazete almaya gideceğim , benimle gelir misin? dedi

İtiraz etmedim. Tahta çantaları tokuştura tokuştura yürümeye başladık. Ulucami' in içinden geçtik. Sağımızda Atatürk İlkokulu, solumuzda Yıldız Hamamı vardı. Sola döndük. Karameydanı camisinin önünden Sarayönüne geldik. Köşedeki kırtasiye dükkanına geldik. Bu dükkanda dört erkek kardeş bir baba çalışmasına rağmen herkes Faruk Işıklar' ı tanır. Dükkanın önüne gelen herkes Faruk abi !Faruk abi ! diye bağırır. Okulun çıkış saati olduğu için dükkanın önü oldukça kalabalıktı. Faruk abi sesleri , koro gibi hep bir ağızdan söyleniyordu. Arkadaşım da kalabalığın arasına karıştı. Birkaç kez" Faruk abi 12" dedikten sonra bir Hürriyet gazetesi aldı. Arkadaşım parayı vermeden gazeteyi almıştı. Sesimi çıkarmadım. Ama bir anlam veremedim. Belki de ben görmemiştim.Birlikte yürüdük. O evine ben de evime doğru yola koyulduk.

Ertesi gün aynı şekilde gazete almaya gittik.Yine " Faruk abi 12" dedi. Para vermeden gazeteyi aldı. Artık gazeteyi parasız aldığından emindim.Adviye yanıma gelince; bir gazeteye bir de Adviye' in yüzüne baktım. Hiçbir tepki vermedi. Konuşmaya ve yaptığı yanlışlığı yüzüne karşı söylemeye kararlıydım.

- Adviye, ben artık seninle arkadaşlık etmeyeceğim. Annem babam izin vermez.

- Neden ? Ben sana ne yaptım?

- Daha ne yapacaksın ,iki gündür gazeteyi alıp , parayı vermiyorsun. Bu çok kötü bir davranış, sana yakıştıramadım.

Ben sözümü bitirir bitirmez Adviye çantasını yere koydu. Olduğu yerde dönmeye başladı. Kahkahalarla gülüyor ve dönüyordu. Hiçbir şey anlamadım. Biraz sonra durdu. Söylediği cümle hayatımın dönüm noktası oldu.

- Edibe ! canım kardeşim . BİZ BU GAZETEYE ABONEYİZ,onun için para vermedim. Daha önce böyle bir kelime duymamıştım.

- Abone ne demek?

- Gazete 25 kuruş ,biz bu gazetenin bir aylık ücreti olan yedi buçuk lira verip, gazeteyi her gün para vermeden alıyoruz.

Sorumun cevabı beni rahatlattı. Yanlış düşündüğüm için arkadaşımdan özür diledim. Eve gider gitmez , babama gazeteye abone olmak istediğimi söyledim. Babam bana yedi buçuk lirayı verdi. Gazeteye ABONE oldum.O günden sonra gazete benim hayatımın parçası oldu. Öyle bir alışkanlık ki ; karnım aç olduğunda aynı anda yemek ve gazeteyi verseler, tercihim gazete olur. Bana okuma alışkanlığı kazandıran "ABONE" sözcüğünü hiç unutmadım. Gazeteye abone olmama olumlu bakan babamı da rahmetle anıyorum.

 

uzunsag