“Doktor, hiç kimseye HAYIR diyemiyorum. Bu beni çok yordu. Kimseyi kıramıyorum, geri çeviremiyorum, iş yüküm artıyor. Onların üzülmesini istemiyorum. Lakin yüküm gittikçe ağırlaştı. Beynim dolu, kitlendim artık…Ben, artık HAYIR demek istiyorum…”
“Yıllarca çevrenizdeki insanlara Hayır diyememenin sizi çok yorduğunu ve bir çöküntü yaşadığınızı hissediyorsunuz. Peki hiç düşündünüz mü, NEDEN İNSANLARA HAYIR DİYEMİYORSUNUZ?
Hayır demek istediğiniz halde sizi EVET demeye götüren sebepleri merak diyor musunuz?”
“Çok merak ediyorum, lakin bir cevap bulamıyor ve çözüm üretemiyorum. Kitlendim ben…”
“O zaman, müsaade ederseniz ben size ,bu HAYIR diyememenin sebeplerini sıralayayım. Hangileri size uyuyor siz karar verin…”
“Çok sevinirim”
1- Çocukluk döneminde, yetiştiğimiz ortamın kültürel kodları ve çocuk eğitimi önemli bir faktördür. Bizim toplumsal kültürümüzde çoğunlukla çocuklara söz hakkı tanınmaz. sen sus, çocuksun bilemezsin! denilip baskılanır. Çocukla , gençle ilgili çoğu karar onların fikri alınmadan alınır. Çocukların ,daha çok olumsuz davranışları nazara verilerek eleştirilir. Kardeşleri ve diğer çocuklarla mukayese edilir. Ayıptır, yasaktır, günahtır; öyle yapma, öyle konuşma, öyle giyinme; el alem ne der… şeklinde çocuklar baskılanır. Önemli nedenlerden birisi budur.
2- Aile büyüklerinizden benzeri davranışları rol model olarak almış olabilirsiniz.
3- İş ve beceri konusunda yetenekli ve başarılı olduğunuz ve de Hayır diyemediğiniz için ,çevreniz size yönelmiştir.Ve yükünüz artmıştır.
4- Zamanla bu sizi mutlu etmiştir. İnsanlar sizi arıyor, teveccüh gösteriyor. Seviyor, takdir ediyor. Egonuzun hoşuna gidiyor.
Lakin her insan gibi sizin de enerji kaynaklarınız sınırlı. Günün birinde tükeniyorsunuz.
5-Bir yandan Hayır demek geliyor içinizden, YETER ARTIK! diyip
haykırasınız geliyor. Fakat etrafınızda olan sevgi ve ilgiyi kaybetme korkusu yaşayıp, frene basıyorsunuz…
6-Bugüne kadar oluşturduğunuz kişilik ve kimlik algınızın ,HAYIR diyince değişmesinden korkuyor olabilirsiniz. Çocuklukta bilinç altımız kodlanan o “el alem ne der” var ya o devreye giriyor.
Benim hakkımda ne düşünürler? Kötü insan olur muyum? Eski sevgiyi ilgiyi görür müyüm? Kaygılarıyla yine HAYIR diyemiyoruz.
Netice de ,bütün maddeleri topladığımızda: Özgüvende bir sorun olduğunu görüyoruz. Kendimizden tam emin değiliz. Hep bir onay, sevilme, takdir edilme ihtiyacıyla hareket ediyoruz. Bu da sürekli kendimizden “Vermek” anlamına geliyor. Günün birinde verecek bir şey kalmıyor ve depresyon kapımızı çalıyor. İşte tam bu nokta DEĞİŞİMİM BAŞLANGICIDIR…”
Şimdi bu söylediklerim için neler söylemek istersiniz?”
“Bunların Tamamı diyorum doktor bey. Tam beni tanımladınız. Yıllardır kendi kendime buna bir anlam verememiştim. Şimdi beynimde kıvılcımlar oluştu. Nedenleri konusunda aydınlandım. Bunları çözmek ve HAYIR demek için sizinle terapiye başlıyorum. Benim için yeni bir DOĞUŞ olacak artık…”