Geçen yıl Güneydoğu turu yapmış ve Diyarbakıra bir gün ayırmıştım. Çok ön yargılarım vardı ...
Diyarbakır beni utandırmıştı ve tadı damağımda kalmıştı.
Bir iş görüşmesini vesile edip : “Hasretinden prangalar eskittim “ diyen Şair Ahmet Arif’in, “ yaş otuz beş yolun yarısı eder ” diyen Cahit Sıtkı Tarancı nin memleketi Diyarbakır’da üç gün vakit geçirmeye geldim. ..
Uçaktan indik, valiz almaya gidiyoruz. Taksiyle şehre gidecegiz.Dostumun telefonu çaldı.
“Almanyada 5 yıl komşuluk yaptığım Diyarbakirli hemşehrimin oğlu Zülküf bizi karşılamaya gelmiş ve arabasıyla bizi şehre götürecek.” dedi dostum...
30 lu yaslarda yakışıklı, ressam, eğitimci ve beyefendi kişiliğiyle bizi karşıladı Zülküf...
4 kişilik bir ekibiz. ..
Dostum ,Zülküfü daha önce hiç görmemiş. O nun ailesi Almanya da , o ise Diyarbakır’da eğitim camiasında ...
Anladık ki, Dostumun komşusu ta Almanyadan oğlunu arıyor ve bizimle ilgilenmesini istiyor...
Bizi çok sıcak karşıladığı gibi , ısrarla Mezopotamya mutfağının olduğu Dara restorana götürüp yemek yedirdi.Otelimize yerleştirdi. İstanbul’da bu tür dostluk ve samimiyetler ciddi azaldığı için çok etkileyici oldu.
Üstelik Babasi Almanyadan aradı bizimle de konuştu. Bir evlerini bize tahsis ettiğini söyledi. Ama Otelin bizim icin daha uygun olduğunu belirtip çok teşekkür ettik..
Daha sonra şehirde dolaşırken , yabancı olduğunuz ve bir yerleri aradığınızı farkeden insanlar , hemen size yaklaşıyor ve “ abi gelin götüreyim.” diyor
Esnaf üçün beşin hesabini yapmıyor
Salaş ama olağanüstü lezzetli ciğer yapan “ ğale Mıhemme” yerinde ne yerseniz siz sayıyor ve kendiniz kasaya gidip :“şunları yedim içtim “ diyip hesap ödüyorsunuz.
Sizin vicdaninıza bırakıyorlar ödemeyi...
Esnaf çok sıcak ve içten.
“ Başım gözüm üstüne” sık kullanılan ve gereği yapılan bir söz...’
Bir günde Ulucami’yi gezerken bir beyefendi ile selamlaştık,
“ gelin sizi tarihi yerleri gezdireyim “ dedi ve hakikaten , hic bir ücret almadan eski Diyarbakır’ı gezdirdi bize
Meslekdaşım psikolog Dilan Ceren çelen, bizimle ilgilenmek için okulundan bir gün izin aldı.
Diyarbakır Dört ayaklı minare yanında ki “Diyarbakır evinde “
Muhteşem yöresel bir kahvaltı ısmarladı bize. Daha sonra Cerenin tarihçi akademisyen İsmail ulu arkadaşı bize eşlik edip;Diyarbakır tarihi ve sosyolojisi üzerine bilgi verdi. Bizlere çay kahve ısmarladı...
Taksiciler ve esnaf, bozuğunuz yoksa ,2-3 liranın derdine düşmüyor. “ Bizden olsun abi...”
diyorlar ...
İstanbul’da yasayan bizler her gün yeni şoklar yaşadık ve dedik ki :” Güneydoğu coğrafyasında insani değerler hala ayakta. Umutlu olmak lazım...”
Rahmetli Cemil Meriç in dediği gibi :” Işık Doğudan yükselir...”
Sümerler’e, Asurlular a, Babil’lere, Akatlara, medlere, Ezidilere, Kürtlere, Bizanslara, Arap İslam devletlerine, Artuklu , Selçuklu, Osmanlı medeniyetlerine beşiklik yapan Mezopotamya coğrafyası ; Etnik, dini ,mezhebi ,Folklorik ve kültürel muazzam bir zenginlik inşa etmiş...
Diyarbakır’da , diğer güneydoğu şehirlerinden farklı bir şey daha dikkatimi çekti.
Kadınlar daha özgür ve rahat. Hangi kıyafetle olursalar olsunlar; erkekler ne bakıyor ne de laf atıyorlar...
Eski Diyarbakır , Çin Seddinden sonra 5700 metrelik uzunluk ,3 metre kalınlık, 12-15 metre uzunluğu ile dünyanın ikinci büyük surlarının içinde.
Akılsız ve izansız Hendek ve çukur eylemlerinin cereyan ettiği bu bölge yaralarını sarıyor
Ermeni ve Süryanilerden kalma avlulu taş evler muhtesem...
Bağlar semti İstanbul’un yoksul semtlerini ve çirkin yapılarını andırıyor. Ama yeni Diyarbakır, son derece modern , zevkli ve canlı. Çok şık kafeler, restoranlar ve eglence mekanları var.
Büyükşehir Belediyesinin uhdesinde
“Dengbejler” evı açılmış. Kürt sözlü edebiyat ve müziğinin en önemli unsurlarıdır Dengbejler.
Ağıtlar, kahramanlık destanları,
Doğal afetler, savaşlar, aşklar , ağa zülümleri ve yaşam içerisinde ki bir çok olay dengbejler tarafından; seslerini bir enstruman gibi kullanarak sözle anlatırlar. Bunlara Klam
Denir. Genelde elini kulağına koyar ve değişik melodiler ve volümlerle bu olayları anlatırlar. Bazen de hareketli eserler okurlar... Yöre halkı ve turistlerin yoğun ilgisini çekiyor
Dengbejler olağanüstü hafızaya. ve şair ruhuna sahip insanlar.
Biriyle tanıştık , Karsli olduğumu söyledim ; Şapkama kıyafetime bakıp hemencecik spontane Kürtçe bir şiir üretti . Kürtçem yeterli olmadığından anlayamadım...
Diğer yandan , Dengbej evı gibi her gün açık olan Diyarbakır kültür evinde ;Diyarbakır ve yöre müzikleri ve sanat musikisi icra ediliyor. Çok keyifli 3 saat geçirdik.
Velhasılı kelam ,Diyarbakır yine beni şaşırtı . Çok çok keyif alarak ve mutlu olarak döndüm.
Gideceklere Tavsiyelerim:
1- Mevsim olarak , Mart sonundan , Nisa’n ortasına kadar bir mevsim tercih edin. Diğer aylarda ya çok
Sıcak ya da soguk oluyor
2- Sur bölgesinde kaliteli bir otelde kalın , kahvaltı almayın
Kahvaltıyı hep dışarıda yapın
3- Sokullu mehmet paşanın Oglu ve Diyarbakır valisi Hasan paşanın adini taşıyan Hasan Pasa hanında ve 4 mezhebi temsil eden 4ayakli minarenin yanında ki Diyarbekir evinde mutlaka kahvaltı yapın
Bu handa girişte sağda çok kaliteli ve uygun fiyatla şallar, eşarplar satan dükkana mutlaka uğrayın...
4- Sur bölgesinde ki. Dara Mezopotamya restoranda mutlaka yemek yiyin
5-Yine ayni bölgede Ciğerde “on numara”, salaş :” Ğale Mıhemme” nin ocak basına gidin
6- Sülüklü han ; kendi el yapımı gül suyu şerbeti ve üzüm
Suyuyla meşhur. Mutlaka tadın
7- Sokak simitleri çok güzel .Yemeden dönmeyin.
8- Yanınızda bozuk demir para bulundurun. Ulu cami girişinde dilenciler icin lazim oluyor
9-Paganlara, Ezidilere, Hristiyanlara, Araplara, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlılara ve şimdi de bizlerin inançlarına ve ibadetlerine ev sahipliği yapan Ulu cami yi mutlaka görün.,
Ahmet Arif, Cahit Sıtkı Tarancı, tadilatta olan Zıya Gökalp evini ziyaret edin.
10-Saraykapi kafe Kahvaltıya uğrayıp 11 çeşit ürün karışımından oluşan “ Kürt Kahvesi” nin damağınızda bırakacağı lezzet senfonisine hazır olun. Ve bu eski Diyarbakır evinde oturup huzur ve dinginliği yaşayın.
11-Diyarbakır Kültür evı ve Dengbejler evinde ;kalbinizde ve ruhunuzda farklı titreşimlere yol
açan musikilere kulak kabartın...
12- Diyarbakır fıstıklı ve cevizli kadayıfını Saim ustadan yemeden ve yanınızda getirmeden gelmeyi
13- Ev yapımı muhteşem aromalı Reyhan Şerbetini içmeden dönmeyin
14- Dicle Nehri üstünde ki “On gözlü” köprüsü üstünde gün boyu çalan davul zurna eşliğindeki halaylara katılın
15-Arap İslam Ordu komutanı Halıt Bin Velid’in oğlu hz Süleyman ve sahabelerin yattığı Süleymaniye. Camii ve külliyesini ziyaret edin
16- Bu bölge de Diyarbakır Surlarına çıkıp ; Dicle nehrinin iki yakasında olan “Evsel Bahçelerini “ temaşa edin
17- Yine bu bölgede ki , iç kalede; Atatürk’ün bir dönem kaldığı bina, Eski Hükümet konağı, kışla binası, Kilise, İnsanlık suçlarının işkencelerle işlendiği Diyarbakır cezaevi , Arkeoloji müzesi gibi binalardan oluşan muhteşem taş yapılı kompleksi gezin. Sonra da oradaki kafede oturup ; evsel bahçelerine , Dicle’ye bakıp güzel bir kahve için
18-Diyarbakır’da Çiğ köftenin” tek adresi “olan Haci Siraç in çiğ köftelerini yemeden dönmeyin
19-Dicle Nehri kenarında ki çay bahçelerinde ki tahtlara oturun . Demlikte gelen kaçak çayın kokusunu içinize, tadını damağınıza bırakın.
Kırklar dağının düzü, ziyaret çarptı bizi ( Suzan Suzi) Türküsünde ki Süryani kızla müslüman gencin dramla biten öyküsünü okuyun ve Türküsünü bu ruhla tekrar dinleyin ...Dr Nihat Kaya