Kanaatimce...

Anasayfa Fıkralar Öyküler Güzel Sözler
Bir Öcalan tasviri

 

Bir Öcalan tasviri

 

Ahmet BATTAL

 

Yeniasya Gazetesi- 20.12.2012

 

Salı günkü Hürriyet gazetesinde Taha Akyol Bülent Arınç’ın sözlerinden yola çıkarak Öcalan’ın mazisi hakkında Durmuş Yılmaz’a atıf yapan bir yazı yazdı.

Fatma Aksu da yazıda geçen Yakup İnce ile bir röportaj-haber yaptı.

Habere göre, bir eski Nur Talebesi, Ankara’da lise öğrencisi iken arkadaşları ile birlikte Öcalan’ı da Nur sohbetine dâvet etmiş.

Dâvete muhatap olan sınıf arkadaşı Öcalan’ın bu dâvete icabet etmesini uygun bulmamış ve “Ona sen okuluna git” demiş. O da bu tavsiyeye uymuş ve sohbete iştirak etmemiş.

Habere göre Öcalan’ın o sınıf arkadaşı Yakup İnce, olayı şöyle anlatıyor:

“Abdullah Öcalan … da namaz kılarmış. Annesi bir gün okula oğlunu aramaya kara çarşafın içinde gelmişti. Bir gün İnşaat Mühendisi Risale-i Nur Talebesi Mustafa Ağabeyimiz (Yeşilyurt) bizi evine ‘Birer bardak çay içer misiniz?’ diye çağırmıştı. Öcalan da bu dâvete gelmek istedi. Ama ben kendisine ‘Hadi sen okula git’ dedim. Keşke demeseydim. Eğer o gün Mustafa Ağabeyin çayına gelseydi, o da bizim gibi Risale-i Nur Talebesi olacaktı. Mustafa Ağabey bize evinde çay içerken Risale-i Nur’u anlatmıştı. Eğer o gün onu, Nurcuların dâvetine çağırsaydım, Nurcular onu bir daha kimseye kaptırmazlardı. Onu da bizimle birlikte götürmediğim için  o gün bugündür vicdan azabı çekiyorum.”

Bu haberle ilgili olarak Hürriyet’in web sayfasındaki yorumlar ilginç.

Biri diyor ki, “Bu olayı bu şekilde anlatan kişi geleceğin nasıl olacağını bildiğini iddia ediyor demektir, bu nasıl dindarlıktır!”

Gerçekten, haberin metnine bakılırsa konuşma biçimi bir dindara uygun değil. Zira “şöyle olmasaydı şöyle olmazdı” tarzında bir yaklaşım, makul kader anlayışına zıt.

Ama Hürriyet gazetesinin, bir dindarın ağzından çıkan “dindara yakışır türden” sözleri kolaylıkla sıradanlaştırıp dindara garip gelecek cümlelere çevirmesi de mümkün ve yadırganmamalı.

Burada önemli olan İnce’nin vicdan muhasebesi yapabilmesi ve geleceğe ders aktarabilmesidir.

Diğer bir yorumda deniyor ki “bu haberlerde maksat Öcalan’ı şirin göstermek ve böylece hapisten çıkması için hazırlık yapmaktır”.

Hâlbuki suç işlemiş bir insanın suçtan önceki mazisi masumiyetini göstermeyeceği gibi suçtan ve cezadan sonraki hali de artık bundan sonra hep suç işleyeceğini göstermez.

Öcalan’ın bir zamanlar dindar iken terörist haline gelmiş olduğunun bilinmesi ona olan sempatiyi değil aksine antipatiyi arttırır. Zira aklı başında insanlar “iyiyi bilmesine rağmen iyiden ayrılıp kötü olmuş, mazereti yok” derler.

Şayet haber Öcalan’ın meselâ hapiste iken namaza başladığını yazsaydı ve haberin aslında doğru olmadığı anlaşılsaydı, o zaman haberin kamuoyu oluşturmaya yönelik “imajmaker haber” olup olmadığı türünden bir şüphe gündeme gelebilirdi. Böyle bir şey yok.

Ancak bu haberin doğruluğu bizim için bir mânâ ifade ediyor. O da şudur:

Devlet PKK’ya ve Öcalan’a karşı hep yanlış taktik uyguladı. Meselâ bir zamanlar “Öcalan Ermenidir” dedikodusunu yayarak onu gözden düşürmeye ve örgütü çökertmeye çalıştı, ters tepti, iş daha da büyüdü.

Bununla iki yanlışı birden yapmış oldu.

Birincisi “Ermeni” olmayı “kötü bir şey” olarak göstermek suretiyle Ermeni’ye hakaret etti.

İkincisi Öcalan’ın en az üç yüz yıldır bir Ermeni köyü değil bir Kürt köyü olarak bilinen bir köyde doğduğunu bilen bölge insanının nezdinde Öcalan’ın itibarını düşürmedi, aksine yükseltti. Zira Öcalan’ı sevenler bu bilinçli kara propagandayı kendi lehlerine bir propaganda malzemesine kolaylıkla çevirdiler. Adeta silâh ters tepti.

Bunun böyle olacağını o dedikodular ilk çıkarıldığında söyleyen bizim gibi kişilere kulak tıkayanlar ve hatta itiraz edenler şimdi düşünsünler. Şimdi ne oldi?

Bunlardan biri, bu fikrimize itiraz eden Uludere polis şefi idi. Şimdi nerede?

20.12.2012

 

uzunsag
Ahmet Battal

Prof. Dr. Ahmet Battal

Sitemizdeki yazıları

Sen onunla nasıl beraber olursun?

Bu dile alışmayın, alıştırmayın

Diyanet, vakıflar ve cemaatler

Siyasal “İslâm” değil, siyasal “İslâmcılık”

Bilmeden yardım ve yataklık

Millî yargıya itimat meselesi

Milletvekiline dersler (2)

Milletvekiline dersler

Tepki Meclisinden Millet Meclisine

Ordinaryüslük geri gelsin...

Valinin idaresinde ve hâkimin hükmünde adalet

Kur’ân’da da suç ve ceza şahsî midir?

Bir Öcalan tasviri

Okulda mescit dilekçesi ve gerekçesi

Noter de noteder

Adliyedeki adaletsizlikler

Sosyolojik yargılamalar

Cinsiyetten Doğan Haklar ve Yükümlülükler

Mülkiyet, Hürriyet, şahsiyet ve Bunların Mutlak'a Nisbeti

Hukuki Yolun Yolsuzluğa Alet Edilmesine Örnek: Sorumluluktan Kaçmak İçin Sermaye Şirketi Kurmayı Tercih Etmek

Anketli seçim sistemi

Demokratlığın ve sivilliğin doğru tarifi

Ceza ve infaz sistemleri

Jüri ve adalet

Açılım ötesi sözler

Karar, devleti böldü