Kanaatimce...

Anasayfa Fıkralar Öyküler Güzel Sözler
İbrahim Küreli

Kedi ve Helallik

Kürelioğlu İbram Efendi

21.09.2021 - İSTAMBOL

Dün akşam çok büyük günaha girdim. Allah beni affetsin... Gündüzden 2-3 adamın hödüklükleri yüzünden sinirliydim... Sinirli bir şekilde akşamı ettim... Neyse, akşam eve varıp yemek çay faslıyla biraz kendime geleyim derken bu arada azıcık kitap karıştırmaya niyetlenmişken apartmanımız çevresinde kendilerine yurt edinmiş kedilerden hırsız ve de huysuz bir kedi yüzünden olanca günaha girdim...

Sözünü ettiğim köftehoru kedici kızım Bestenigar başımıza musallat etti... Buna birkaç kez yiyecek verdi diye penceremizin önünden gitmez oldu... Kızımın emaneti diye kaç yıldır sırf onun için evden salamı eksik etmiyorum. Ne zaman pencereme çıkıp karnının acıktığını işaret etse sırf onunla kalmıyor, başına topladığı bir sürü kediyi de salamla besliyorum helal hoş olsun...

Şimdi bu aç gözlü kendisine verdiğim bir parça salamı bile zor bitirdiği, siğlim olduğu halde aklı sürekli içeriye girip salamın kaynağını bulmakta... Ayağıyla sinekliği zorlayarak açıp içeriye giriyor; böyle yapmasına sinirlendiğimi bildiği için beni farkettiği anda ani bir hamle ile geldiği yerden kaçıp kurtuluyor... Bir hafta kadar önce pencereyi örtmeden uyuya kalmışım... Uyandığımda ne göreyim... Sırf kendi içeri girmekle kalmamış iki-üç arkadaş daha peşine takmış benim evde alem yapacaklar.. Benim kıpırtımı duyar duymaz, kurşun gibi hepsi pencereye fırlayıp birisini bile yakalayamadan kaçtılar...

Gelelim şimdi dün akşamki hadiseye...

Nasıl olduysa bu hazretin pencerenin sinekliğini açmaya çalıştığını yan odada kitap okurken hissettim... Beni görmesin diye kapının beri tarafına saklandım ve hakikaten beni fark etmeden içeriye girmesiyle doğruca mutfağa yöneldi bu hazret... Ben de fırsat bu fırsat penceresi açık olan odanın kapısını hızlı bir şekilde kapattım... Olayı fark eden hırsız bir anda kapısı açık olan odalara hamletti ki pencerelerden kaçıp kurtulacak... Bir o odaya kaçıyor kurtuluş yok, ötekine kaçıyor kurtuluş yok.. Çok canı yanmasın diye içi boş aliminyum bir boru vardı, onu elime aldım... Pencerelere hamlettikçe verdim sopayı... Kulaklar kısıldı, gözler faltaşı gibi açıldı... Ben de bir yandan gözüme başıma sıçrayıp bana saldırmasın diye dikkatli davranıyorum... Benden epeyce bir sopa yedikten sonra bu defa açık bulunan banyoya girdi, klozetin arkasına saklandı... Ağlamaklı miyavlamalarını yüreğim dayanmayınca gittim tekrar pencereleri açtım, bu defa kaçsın diye kovalıyorum. Pencereler kapalı olarak bildiği için yerinden ne yaptımsa kıpırdatamadım... Bu defa karşı saldırıya uğrama ihtimalini de göz önüne katarak yavaş yavaş yanına yaklaştım. Ensesinden kavramayı başarınca, hadi selamet dedim kendi kendime... Gittim balkon penceresinden (giriş kat) yavaşça aşağıya bıraktım... Neyse ki, elimde kalmadan kovdum gitti... Şimdi merak ediyorum... Tekrar gelip aynı serseriliğini yapacak mı diye..?

Sonra da pişman oluyorum, ne kadar suçlu da olsa savunmasız bir hayvanın canını yaktım diye, yazık deseler ağlayacak hale geliyorum... İnsanlara sinirlenip, insanlara yapamadığının acısını savunmasız, ağzı-dili söylemeyen bir hayvandan çıkarmak bu da başka bir hayvanlık örneği işte...

Şimdi bunu niye anlattım..?! Dün bir değerli dostumun, "anı paylaşanlara uyuz oluyorum... bu anılarda insanların hiç mi ayıpları -günahları olmaz" türünden pes perdeden çıkışı yüzünden "aha da sana günahım" diyebilmek adına paylaştım... İnsan olur da günahsız olur mu..?

Şimdi de hazret tekrar gelse de salam-sosis-sucuk (3 s) ile helalleşsek, suçumuzu affettirsek. Bu kadar büyük bir günahla Allah'ın huzuruna varmasak diye bekleyeceğim artık....!!!

İbrahim Küreli