İranlı kadınlar başlattıkları özgürlük mücadelesinde bu sloganı şiar edindiler.
Çok güzel bir haykırış . Bireyin kendi yaşamını özgür iradesiyle belirleme ve sonuçlarını kabul etme beyanının haykırışı bu…
Bilim, Sanayi, teknoloji devrimi; aydınlanma çağı ve devamında internet ve de dijital çağa geçiş bireyi güçlendirdi.
Birey kendisine dayatılan kollektivist inanç ve ideolojileri istemiyor. Bilgi ve iletişimin kolaylaşması; bireyin istediği bilgilere çok kolay erişmesi, yetenekleri oranında kendi üretimini yapıp pazarlayabilmesi kolaylığı muazzam bir özgürlük alanı sağladı .
Binaenaleyh, yüzlerce yıl önce yaşanmış olaylar, anlatılar, dinsel yorumlar ve bunların oluşturduğu mitler “beni “değil, “bizi” oluşturdu.
Tarım toplumunun üretim ihtiyaçları, yaşamın zorluklarına karşı bireyin dayanma gücünü artırmak için bu kollektif anlayış toplumda karşılık buldu.
Lakin değişen üretim ve yaşam koşuları bireyi ve iradesini öne çıkardı…
Bu meyanda bütün dünya da ciddi değişim
Ve dönüşümler yaşanıyor …
İslam coğrafyasında yüzlerce yıl önceki toplumlara göre düzenlenen içtihatların günümüz yaşam gerçeklerine göre güncellenmemesi en önemli problem olarak önümüzde duruyor.
İnsan yaşamını kolaylaştırma; insanı mutlu ederek hayatı yaşamaya değer kılma iddiasında olan dinler, bireyi esas alır. Din bireye bir tekliftir .
Bu teklifle beraber; dini öğretileri kabul edip etmeme özgürlüğü de bireye sunulmuştur .
Ancak geçmiş yüzyıllarda insanlık bu zeka ve algı seviyesinde olmadığı, bilim teknoloji, sanayi ve iletişimin kısıtlı olduğu devirlerde toplu kimlik ve davranış daha kolay bir yaşam biçimi oldu.
Ruhban sınıflar hurafelerle gizemli söylemlerle özgür iradeyi iğdiş etti. Yönetim ve iktidar sahibi oldular. Avrupa bu hegemonyayı Aydınlanma çağında ortadan kaldırdı. Dini özgür bireyin özgür iradesine teklif olarak sundu. Ki, dinlerin de temel isteği budur. Dinsel inanç ve ritüellerin bireye zorla dayatılması; “imtihan sırrına” aykırı olduğu gibi, dinlerin hoşlanmadığı riyakar insan tipini ortaya çıkarır.
İslam öğretilerini esas alarak toplumu yönettiklerini iddia eden ülkelerin; dini, bir teklif olmaktan çıkartıp zorunluluk haline getirdiklerini görüyoruz.
İran, Afganistan ve bazı Arap ülkelerinde kadının başının zorla örtülmesi, bazı ülkelerde kamusal alana yeterince çıkarılmaması büyük tepkilere yol açıyor.
Mahza Emini'nin örtünmesini yeterli bulmayan “ahlak polisi” gencecik kızın ölümüne yol açtı.
Bütün Dünya ayağa kalktı.
İran’da protestolar devam ediyor.
Umarız İran da başlayan bu kadın hareketi, bütün antidemokratik ve dayatmacı yönetimlere bir mesaj olur, baskılanan bireylerin uyanışını sağlar.
Gerek dini gerekçelerle, gerek siyasi ve ideolojik nedenlerle insanlara tek tıp yaşam biçimi dayatılması zülümdür. İnsan haklarına ve dini öğretilere de aykırıdır. Bireyler sorumluluklarını aldığı ve bir başkasına zararlarının dokunmadığı bir hayatı yaşama özgürlüğüne sahip olmalıdır…
Evrensel hukuk ve insan hakları çerçevesinde, barış içerisinde farklılıklarımızla beraber bir arada yaşama sanatını geliştirmeliyiz …