Bir toplumun çöküşünün belirtileri:
“- Toplumda dayanışmanın yok olması
- Üretimin zayıflaması
- Fiyat ve vergilerin artması
- Liyakatin kaybolması
- Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması
- Umutların kırılması, karamsarlığın hâkim olması
- Göçün hızlanması”
İbn Haldun
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı vesilesiyle NTV de çocuklarla röpörtaj yapılıyor.
Çocuğun biri: Hayalim , ..Alman üniversitesinde okumak ve
Alman vatandaşı olmaktır...” diyor...
Çok üzücü bir durum. Ayni zamanda ciddi bir şekilde, bizi düşündürmeli ve “biz nerede yanlış yapıyoruz?” Sorusuna yanıt bulmamız gerekiyor. Bu ülkenin her vatansever yurttaşı ; son yıllarda artan beyin göçü, servet göçü, fabrika ve diğer is imkanlarının yabancı ülkelere transferi konusuna “kafa yormalı”
Hamaset ve milli duyguları kabartarak gerçekleri ört bas edemeyiz. Vatanseverlik: ülkenin her bir ferdinin derdini dinlemek ve anlamaya çalışarak çözüm üretmektir.
Yapılan her muhalefeti; FETÖ operasyonu, dış güçler , PKK Marifeti olarak algılayıp bastırmak sağduyulu bir yaklaşım değildir.
Bakın,
Türkiye, dünya bağımsız yargı sıralamasında 137 ülke arasında 111'inci
Yüksek öğretim kalite sıralamasında 137 ülke arasında 101'inci
Ülkede açlık sınırı 2028 TL
- Mersin'de 70 kişilik geçici işçi kadrosu için 13 bin 9 başvuru yapıldı
- Rize'de 10 kişilik temizlik kadrosu için 12 bin 571 başvuru yapıldı
- Ve son olarak da Zonguldak'ta 1 kişilik temizlik kadrosu için tam 6 bin 198 başvuru yapıldı
Gençler arasında işsizlik oranı yüzde 27, genel işsizlik oranı rekor kırarak yüzde 17 lere yukseldi.
Son 5 yılda 516 bin esnaf kepenk kapattı. Geçen yıl esnaf iflas rekoru kırdı. 40 milyar lira kredi batık.
Sanayici ciddi sıkıntı içerisinde Türkiye'nin en büyük şirketleri dükkanı kapatıp yurtdışına kaçıyor, konkordato ilan ediyor. Son 2 yılda 12 bin dolar milyoneri iş ortamının bozulması nedeniyle Türkiye'den kaçtı. Yatırım ortamı daraldı.
Geçmişte ,tarımda kendi kendine yeten ülke iddiamız; kuru soğana ve patatese muhtaç olmamızla yerle bir oldu. Savaş halinde olan Suriye den patates ithal eder hale geldik...
Gençler arasında , ülkesinden umudunu kesip ;yurt dışına gitmek , yerleşmek fikri önceki yıllara göre ciddi artış gösteriyor .
Bir çok hali vakti yerinde Aıle yurt dışında evler is yerleri aldı. Servetlerini transfer etti.
Sabanci ailesi bile Malta Vatandaşlığı aldı. Ülker grubu dahil bir çok büyük Holding yurt dışına hatırı sayılır aktarmalar yapti. Yönetim bu durumdan rahatsız olup, “her imkanı kullanarak “önlem almaya çalıştı
İsraf her alanda almış basını gidiyor. Makam
Araç sayısı ürkütücü boyutta. Örneğin :
Almanya’nın kişi bası milli geliri
Almanya: 44.000 $
Türkiye: 10.500 $
▪İşsizlik oranı
Almanya: %3,4
Türkiye: %17.4
▪Makam aracı sayısı
Almanya: 9.000
Türkiye: 110.131
Bir çok alanda ciddi yatırım
Hatalari, israflardan söz ediliyor
Siyasi alanda, medya da ,yargı da , eğitim de , emniyette , sağlıkta güven hissiyatı ciddi erezyona uğradı...
Siyasilerin diline hakim olan ötekileştirme, nefret söylemi ; toplumda kutuplaşmayı ve gerilimi artırmış durumda.
Bu ülke iktidari ve muhalefetiyle her kesindir. Ortak aidiyetlerin zayıflatılması ve fakirleşme ciddi bir Beka sorunudur.
Yönetimlerin ,her konuda uzman farklı sesleri de dinleyip , çözümler üretmesi vatanseverlik gereğidir. Hepimiz ayni gemideyiz . Lakin birileri hep kaptan köşkünde , digerleri alt kategori kameralarda seyahat ediyorsa adalet inancı sarsılır. Toplum katmanlarının , her seviyeye giriş çıkışını temin edecek hakkaniyetli bir mekanizma inşa edilmelidir.
Bu hiçte zor değildir.
Evrensel insan hakları ve hukuk düzeni; din ve vicdan özgürlüğü, fikir hürriyeti, ekonomik teşebbüste fırsat eşitliği, eğitimde fırsat eşitliği, tarafsız ve bağımsız yargı, bağımsız ve özgür basın, gelir dağılımında adil olmak, ehliyet ve liyakatı esas almak, torpili kaldırmak, devleti en büyük işveren olmaktan çıkartmak,
Hazineden geçinmeli sisteme son vermek, toplumun bütün kesimlerin kucaklayacak siyasi bir dil kullanmak bizleri kısa sürede uygar ülkeler ligine çıkarır...